Bugün 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü. Klavyelerde dökülen kelimelerin, fotoğraf karelerine sığmayan emeklerin ve satır aralarına gizlenmiş gerçeklerin günüdür. Biz gazeteciler, geceyi sabaha bağlayan nöbetlerde gözlerimizi bile kırpmadan halkı doğru bilgilendirmek için mücadele ederiz. Gün olur, kendi hayatlarımızı unuturuz; haberin peşinde koşarken. Ama bu çabanın karşılığı çoğu zaman sessiz bir vefasızlık, hak etmediğimiz bir unutulmuşluk olur.
Ne yazık ki, bizi hiçbir fotoğraf karesinde, hiçbir teşekkür sunumunda bizi göremezsiniz! Çünkü biz, sahnenin arkasında kalan, ışıklar söndüğünde bile gerçeğin peşinde koşan ve emeği görülmeyen kalemleriz. Herkes alkışları toplarken bizler, perde arkasında sessiz bir kahraman gibi dururuz. Sadece menfaatleri doğrultusunda ya da işleri düştüğünde akıllarına gelen kişileriz. O zaman bile yazdıklarımız, çizdiklerimiz her tarafa çekilir; her sözümüz bir yerlere eğilip bükülür. Biz bu ilçede ne İsa’ya yaranabiliriz ne Musa’ya, çünkü gerçekleri söylemek çoğu zaman hiç birinin hoşuna gitmez.
Oysa gazeteci olmak, sadece bir meslek değil; bir yaşam biçimidir. Toplumun sesi, vicdanı, gözü ve kulağı olmak için yeri geldiğinde kendi sesimizi kaybederiz. Her haberimizde, her satırımızda, topluma hizmet etmenin kutsallığını taşırız. Biz varız, çünkü doğru bildiğimizden asla ödün vermeyiz.
Bugün 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü… Unutulmuş olsak da, hak ettiğimiz değeri görmesek de kalemlerimizi hiçbir zaman yere bırakmayacağız. Bizi fotoğraf karelerinde bulamasanız da, gerçeğin her satırında, haberin her harfinde varız. Ne kadar sessiz bırakılsak da, emeğimizin sesini duyurmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Unutulmuş bir günü, unutulmuş kalemlerin sesiyle hatırlatıyoruz: 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü kutlu olsun, görmeyen gözlere ve unutan vicdanlara inat!
Levent Tüysüz..