17 Ağustos 1999 depremi sonrası bir sürü beylik laflar edildi.
Unutmadık, unutmayacağız türünden onlarca slogan türetildi.
Depremin yıldönümlerinde anma törenleri, şiirsel konuşmalar yapıldı.
Çalıştaylar, konferanslar, seminerler düzenlendi.
Bilimsel, algısal her türlü organizasyon yapıldı.
Yapılması gereken, olması gereken yapılmadı. Bu şehrin Kentsel Dönüşüme ihtiyacı var. Bir türlü dönüşümün ucundan tutulmadı.
Çeyrek asır geçti büyük felaketin üzerinden. Şehrin göbeğindeki yapılara dokunulmadı.
Deprem görmüş makyajlı binalarda yaşayan binlerce insanımız var.
Her 17 Ağustos günü ağıtlar yakıp “acımız dinmedi” “unutmadık, unutturmayacağız” sloganları atarak deprem gerçeğinden kurtulamayız.
Siyasi otorite başka şehirler ile Sakarya’nın kıyaslanmasından hoşlanmıyor.
Derdimizi daha iyi anlatabilmek için mecburen başka kentlerle kıyaslama yapıyoruz.
Kocaeli’de Düzce’de belediyeler AK Partili, tıpkı Sakarya’da olduğu gibi. Vekil sayılarında da çoğunluk yine AK Parti’den. Oralarda depremin izini silmek için harcanan emek bizde niye harcanmaz.
Kentsel Dönüşümün faturasını tek başına siyaset kurumuna özellikle iktidara kesmenin adil olmayacağını da söyleyecektir iktidarın etkin isimleri. Gücünü istediği her alanda istediği oranda kullanan iktidarın temsilcileri dönüşümde aynı iradeyi göstermedi derim bende.
Kendimi, içerisinde bulunduğum basın camiasını da suçlayacaktır dönüşüme yeterince emek harcamayanlar. Ben yine aynı cevabı vererek yazıma devam edeceğim. Sanki kamuoyunun sesini dikkate alıyorsunuz.
Dünü dünde bırakıp bugün ne yapabileceğimizi tartışmalıyız.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın ilk icraatımız ‘Dönüşüm’ olacak söylemini çok önemsiyorum. İktidar gücüyle dönüşüme başlanmalı.
Biliyorum mevcut ekonomik tabloda ne müteahhit hak sahibinin kapısını çalar ne de bina sahibi müteahhidin. Kamu bankaları aracılığıyla dönüşüm kredisi ile işe başlanırsa sonuç alınır. Kredi faizlerinin tefeci faizlerini geride bıraktığı dönemde uygun faizli dönüşüm kredisi devlete de millete de kazandırır.
Sosyal medya da hala beylik laflarla duyar kasmaya çalışanları görüyorum. 17 Ağustos’ta eğlenceli işlere kafa tutan. Muhtemelen o paylaşımı yapan tipler geceyi bir eğlence mekanında vur patlasın çal oynasın yaparak geçirecek.
Meselem bu tipler değil.
17 Ağustos 99’u, yaşanan acıları bal gibi unuttuk. Olan ölen binlerce canımıza oldu.
Gelin çeyrek asır sonra aklımızı başımıza alalım. Depremin ne zaman olacağını bilemediğimiz için tedbirimizi alalım. Depremi yaşamış, hasar durumu bile net olmayan binalardan kurtulalım.