
Gel, Gel, Ne Olursan Ol Yine Gel.
Sözüyle evrensel barış hoşgörü ve mütevazılığı etnik ve tasavvufi enerjiyle yayan mesajdır.
Yaradan’ın ilmi nuru seçilmiş kulları vasıtasıyla diğer kullarına iletilir. Mevlana da ilahi nura gark olup gönlündeki ışığı insanlığı aydınlatmak için saçan yıldızlardandır.
İslam tarihi İslam felsefesi ve tasavvuf edebiyatının önemli isimlerinden olan Mevlana’yı anlamak yazmak bir kaç mısraya sığdırılamayacak kadar umman deryada ilim ve kültür âlimdir.
Mevlâna'nın sözlerinden bir tanesini kendimize vird edinip hayatımızda slogan olarak kullanabiliyorsak o zaman Mevlana’yı anlamış ve yaşamış oluruz.
İnsanlığı ilahi nurun ışığıyla kucaklayan Mevlânâ ismi 3. havaalanına verilecek isimler arasında yerini almıştı.
Mevlânâ Hazretleri, 30 Eylül 1207’de, Afganistan’ın kuzeyinde bulunan Belh şehrinde dünyaya geldi. Asıl ismi Celaleddin Muhammed olan büyük düşünürün annesi Mümine Hatun, babası “Sultanü’l-ulema” yani “Alimler sultanı” diye tanınan Bahaeddin Veled, ağabeyi Alaaddin Muhammed ve kız kardeşi Fatıma Hatun’dur.
Gevher Hatun’un vefatından sonra Mevlana, Konyalı Kerra Hatun ile ikinci evliliğini yapmıştır. Bu evliliğin meyvesi olarak da ilk kızı Melike Hatun ve en küçük oğlu Emir Alim Çelebi doğmuştur. Mevlana’nın sözleri arasında Kerra Hatun’a “Eğer sensiz beni cennete çağırsalar, cennet sahrası yüreğimi sıkar” sözü ile Kerra Hatun’a iltifat eden Mevlana, Kerra Hatun’un gönlündeki yerini bizlere nakletmiştir. Mevlana, Eflaki eserinde Kerra Hatun ile ilgili birçok hikayeye yer vermiştir.
Mevlana’nın dostu ve gönül ışığı olan Şems ile marifetullah üzerine olan sohbetlerine mesnevi de yer vermiştir.
Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen 'Şeb-i Arûs' diyordu.
ESERLERİ
Mesnevi: Mevlana’nın Çelebi Hüsameddin’in isteği üzerine Farsça yazdığı mesnevisidir. 25 bin beyitlik eserde Mevlana, tasavvufi fikir ve düşüncelerini hikâyelerden hareketle anlatmıştır.
Divan-ı Kebir: “Büyük divan” anlamına gelen kitap, gazel, terkib-i bend ve rubailerden oluşan 40 bin beyitlik bir eserdir.
Fihi Ma Fih: “İçindeki içindedir, yahut içinde ne varsa o’dur” anlamına gelir. Hazret-i Mevlana’nın sohbetlerini içeren bir eserdir.
Mecalis-i Seba: “Yedi meclis” demektir. Hazret-i Mevlana’nın camilerdeki vaazlarını içerir.
Mektubat: Hazret-i Mevlana’nın devlet büyüklerine yazdığı mektuplardan oluşmaktadır.
Mevlana'nın insanlığa verdiği 7 öğüt;
- Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol.
- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
- Başkalarının kusuru örtme konusunda gece gibi ol.
- Asabiyet ve hiddet göstermede ölü gibi ol.
- Alçak gönüllülük ve tevazu göstermede toprak gibi ol.
- Hoşgörüde deniz gibi ol.
- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Mevlânâ şuuruyla yaşayabilmek duasıyla vesselam.





