Pamukova’da yaşamak cesaret ister.
Eski adı Akhisar olan Sakarya ilinin sadece tarımsal üretime elverişli verimli ovalarına sahip olmakla kalmayıp; adını yangın, tren kazası ve bir dönem de bazı siyasilerin rant uğruna yağmaladıkları ve babalarının çiftliği gibi kullanmış olmalarıyla, magazinsel boyutuyla da duyurmuş olan bir ilçesidir Pamukova.
Bu ilçede doğmuş, büyümüş biri olarak, bu makaleyi yazmaya elbette hakkım olduğunu düşünüyorum.
Olumlu eleştiriler artı değer katar. Buna göre, yaşadığım ilçeme taraf olarak yaptığım gözlemleri önyargı ile değil; sağduyu ile okuyup, anlamalarını umut ediyorum.
…
Yıllardır mevcut iktidarın partisinin adayı olarak ilçede her dönem seçim kazanan belediye başkanlarının biri gitti, diğeri geldi.
Biraz da Kemal Sunal’ın filmlerine benzeyen trajikomik bir seyirle….
Pamukova’nın kavunu, soğanı, ayvası, domatesi, çileği meşhurdur. İlgisizlik sonucu zamanla kavun kokusunun yerine artık kelek koklar olduk. Ayvanın patentini de Geyve ilçesine kaptırdık. Bükemediğin bileği öpeceksin, orada yerel iktidar bürokrasisi daha aktif…
Ayva çiçek açtı fakat Pamukova’da değil…
Geyve Belediyesi çok da güzel bir üretim tesisi kurdu; yürekten kutluyorum.
Hüseyin’li köyümüzde çilek üretimi devam ediyor. Festivaller de yapılmaya başladı. Çilek kokulu siyasetin hürmetine….
Darısı diğer köylerin başına…
….
Çok şükür bir Kaymakamlık binası var. Adliye, nüfus ve tapu işlerini halledebildiğimiz… Fazlasını beklemek zaten hadsizlik olur.
….
Fen lisesine ve geniş kapsamlı meslek liselerine gerek yok. Meslek Yüksek Okulumuz var, kâfi.
Öğrenciler Adapazarı veya kuzey ilçelerdeki yolları tavaf etmezlerse okumuş olamazlar.
Ertuğrul Gazi Ortaokulu ve İmam Hatip Lisesi’nden çok başarılı öğrenciler yetişiyor. Bu başarı çizelgesinin artması için ilçede eğitim adına teşvik neden olmasın?
….
Yeni seçim vaatleri arasında kütüphane ve gençlik merkezi projelerini görmüştüm. İnşallah faaliyete geçeceğini düşünüyorum.
Sosyal Gelişim Merkezi, Samek gibi hizmetlerden kadınların, gençlerin ve öğrencilerin ivedilikle hizmet almasını temenni ediyorum.
….
Geldik ilçenin en büyük sorununa
ulaşım…
Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan ilçe, Büyükşehirin ulaşım imkanından maalesef ki istifade edemiyor. Tek yön 65 TL. olan yol ücretini eğer öğrenci kartı yoksa, bacak kadar çocuk dâhi sivil ücreti ödüyor.
Yolcu kategorisi: Çalışan, öğrenci, hastaneye giden hasta ve yaşlılar…
Kim kime oturmak için yer verecek?
Altmış dakikalık yol.
Sabah ve akşam saatleri balık istifi taşımacılık yapılıyor. Allah muhafaza bir kaza olsa ayaktaki yolcu sayısı yüksek riskli.
Hakkınız olan ücretsiz seyahat kartlarını basmak ise, hepten suç…
Bir taşlanmadığınız kalıyor. Altmış yaş üstü, öğrenci, çalışan ve serbest kart hakkı olanlar kısacası nakit dışındaki tüm yolcular sevimsiz ve istemeyen müşteri, pardon yolcu…
Defalarca haber yaptık ve yazdık. Ses çıkmadı. Neden çıksın ki? İlgili kişiler kendi özel araçları ile seyahat ettikleri için, eşleri ve çocukları bu çileyi çekmiyorlar. “Tok açın halinden ne anlar?” sözü aklıma geliyor. Kendi konfor alanlarından çıkıp bir görebilseler….
…
Önceleri kimse Arifeye, Hendek, Akyazı’yı pek ilçeden saymazdı. Çamur balçık içinde köhne yerlerdi. Demek ki, çalışınca oluyormuş… Bu beldeler, Sakarya’nın her biri inci tanesi gibi ilçeleri oldular.
“Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur!” hesabı… Çalışırsan ilçe mamur bir belde, çalışmazsan bir harabe…
Ulaşımın ikinci sıkıntısı da raylı sistem eksikliğinden kaynaklanan mağduriyet ve şehirlerarası otogarın olmayışı… Haksızlık etmemek gerekiyor, cep tipinde de olsa bir otogar(!) var.
Acaba bisiklet için mi yaptılar, diye düşünmeden edemiyorum. Gelen giden, inen binen yok. Vatandaş YHT için Arifeye’ye, otobüs için de merkez terminale gitmek zorunda… Kuzey ilçelere otobüs firmalarının servisleri mevcut. Hatta Havasak’ın dahi servisi var.
Acaba Karadenizli olmak ayrıcalığı mı?
Ya da adamlar bu işi biliyorlar…
Tebrik etmek gerekir.
….
Göl parkımız var. Göl dediğime bakmayın, yapay bir göl… D-650 karayolu güzergahı üzerindeki bu tesis, terki diyar halde adeta bir virane durumdadır.
Saçma sapan bir ihale sebebiyle şu an perili köşkü andırıyor.
İlçeye gelen misafirleri gezdirecek, oturup iki kelam edecek, çay kahve içecek bir alanımız yok. Esentepe diye Belpaş’a bağlı bir mesire alanı yapıldı, oranın da yerinde yeller esiyor.
Yaz tatilinde şehir dışında okuyan öğrenciler evlerine gelmek istemiyorlar. Çünkü bağlayıcı, eğitici, gençlerin zaman geçireceği bir alan yok. Adapazarı’na gitmeleri gerekiyor. Yol ücreti, yeme içme derken, en az 500 TL. tutarında bir bütçe…
Sizler okurken “Yok artık!” diyor olabilirsiniz… Evet, evet bu ilçe halkı bunları yaşıyor.
Mahrumiyet bölgesinden, daha aktif, prestijli her bakımdan mamur bir ilçe statüsüne geçilmesini arzu ediyoruz.
Bu temennimizin gerçekleşmesi için, bize dua edin lütfen!
Bugüne dek gelmiş geçmiş başkanların tümü de Pamukovalı…
Hatta benden daha fazla ilçede vakit geçiren ve halkın içinde olan, ticaret yapan kişiler…
Neden böyle oluyor; anlamış değilim.
Son seçilen başkanımız aslında çok şanslı…
Mevcut bu olumsuz tabloyu hizmet siyaseti ile donatması halinde, bunun sağlayacağı avantaj ile kendisine vekillik yolunu dahi açmış olur.
Böylece İlçemiz hem hizmet, hem bir vekil kazanmış olur.
Bunu yapmaz da, o da diğerlerinin yaptığı gibi devraldığı şekliyle bir sonrakine teslim ederse, daha da bu vatandaş bu partinin hiçbir adayına oy vermez; son seçimde diğer ilçelerde olduğu gibi akıbetleri silinip gitmek olur.
Şeyh Edebali’nin söylediği gibi, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” Bu meâlde olmak üzere eksik ve yetersiz olan hizmetlerin ivedilikle ilçe halkıyla buluşmasını temenni ediyorum.
Kalın sağlıcakla…