Ekonomik kriz üniversite öğrencilerini de olumsuz etkiledi. Hem okuyup hem çalışmak zorunda kalan öğrenciler, patates ve makarnanın bile artık kendileri için lüks olduğunu ifade ederek; “Mecburen öğünleri azalttık, bol bol su içiyoruz” dediler.
ÖZEL HABER-NAZİLE AKARSU
ÖĞRENCİNİN HALİ
Son dönemde gıda masraflarıyla birlikte eğitim masrafları da arttı. Sakarya’da okuyan üniversite öğrencileri hayat pahalılığı nedeniyle dengeli beslenemediklerini ve masraflarını karşılamakta zorlandıklarını dile getirdi. Bir yandan eğitimlerini sürdürürken bir yandan da çalışmak zorunda kaldıklarını ifade eden öğrenciler, geçim derdi nedeniyle derslerine yeterince odaklanamadıklarını belirtti.
“ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ”
Sakarya Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi öğrencisi Kardelen Yünlü, “Maalesef geçinemiyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılayabilmek için çalışmak zorunda kalıyoruz. Çevremizde aile durumu iyi olduğu halde burs alan öğrenciler var. Benim gibi sadece ailesinde bir kişi çalışan öğrenciler ise burs alamıyor. Bu sistemi anlamak çok zor. Burs çıkmayan öğrenciler kredi almak zorunda kalıyor. Aldığımız 850 TL’nin en az 400 TL’sini devlet yurduna veriyoruz. Aslında devlet bir cebimize koyduğunu diğer cebimizden alıyor. Daha mezun olmadan, iş bulamadan borçlarımızın derdine düşüyoruz” şeklinde konuştu.
“ALDIĞIMIZ PARA YETMİYOR”
Sakarya Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Beyza Akyol, “Her şeye gelen zamlarla birlikte hayat şartları giderek zor bir hal aldı. Kaldığım yurttan tutalım da dışarıda yediğim yemeğe, okula giderken bindiğim otobüs fiyatlarına kadar her şey zamlandı. Fakat benim aylık cebime giren para değişmedi. Yalnızca KYK’dan aldığım geri ödemeli krediye bir artış geldi. Fakat ayda artı olarak gelen bu para, benim geçinmemede bana yardımcı olacak bir para değil. Bende okul masraflarımı ve günlük ihtiyaç ve harcamalarımı çıkarmak için günlük garsonluk işlerine gidiyorum. Fakat günlük aldığım para da yine aynı gün içinde harcanıp gidiyor. Her ne kadar günlük ihtiyaçlarımı çalışarak çıkarsam bile okul ve iş beni çok yoruyor. Bazen hasta oluyorum ama mecburen işe gidiyorum. Çünkü gitmesem işimi kaybedebilirim. Bu durumda olan sadece ben değilim. Binlerce öğrenci var” ifadelerini kullandı.
“GEÇİMİMİ SAĞLAYAMIYORUM”
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğrencisi Talha Kadir, “Ben maalesef hem çalışıp hem de okumaya çalışanlardanım. Mecbur çalışmak zorundayım, çünkü aileme yük olmak istemiyorum. Ama hem okuyup hem de çalışmak çok zor oluyor. Mesela şimdi finallerim başladı ama iş yerinden izin almam çok zor oldu. Yerime başkasını alacaklar diye çok korkuyorum. Okuldan mezun olduğum zaman iş bulabilecek miyim bilmiyorum. Eleman arayan şirketler çeşitli alanlarda sertifikalar istiyor. Ya da en azından ikinci, üçüncü dil istiyorlar. İlkokuldan dil eğitimi alsak da birçok öğrenci ikinci bir dil bilmiyor. Dil öğrenmek isteseniz kurslar en düşük 3 bin liradan başlıyor. Ben geçimimi zor sağlıyorum nasıl kursa gideyim?” dedi.
“KISIR DÖNGÜ VAR”
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü öğrencisi Muhammet Doğan, “Artık aileleri bırakın öğrenciler bile geçinemiyor maalesef. Bırakın sosyalleşmeyi, kendimizi geliştirmek için bile kitap alamaz hale geldik. Ev kiraları, yurt kiraları artmış durumda. Aldığımız burs paraları yetmiyor, mecbur çalışmak zorunda kalıyoruz. Zaten mezun olunca da iş garantimiz yok. İşe başvurunca bir sürü sertifika istiyorlar; ama o sertifikalar için de para gerekiyor. Böyle kısır döngü içerisindeyiz maalesef. Sınav zamanı bazen garsonluğa gidip hiç uyumadan ders çalışıyoruz. Bu durum ne kadar sağlıklı? Bu şekilde derslerden ne kadar verim alınır bilmiyorum tabi” ifadelerini kullandı.
“ÖĞÜNLERİ AZALTIYORUZ”
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencisi Aykut Doğru, “Maalesef yaşamımı sürdürmek için hem okuyup hem de çalışmam gerekli. Çalışmazsam geçinemem, ailemden de para isteyemiyorum çünkü. Hayat şartları sıkıntılı onlar için de. Sınav dönemlerinde işi bırakamayıp sabaha kadar sınavlara çalıştığım günler oldu. İşe sınavı bahane edip gitmezsem patron işime son verir. Öğrencinin yemeği patates ve makarnaydı; artık onu almak bile neredeyse lüks haline gelmiş durumda. O yüzden bazı günler öğünleri azaltıyorum ve bol bol su içiyorum” dedi.